
KUVVET TAŞIYICI PARÇACIKLAR
Standart Model’deki kuvvet taşıyıcı parçacıkların;
- Hepsinin spini aynı ve ћ cinsinden 1,
- Fotonlarla gluonlar elektrik yükü taşımaz ken, vektör bozonlardan W+ ile W- ninki +1 ve-1 Z0ınki ise nötr,
- Fotonlarla gluonların kütlesi yoktur fakat vektör bozonların vardır.

Var olduğu düşünülen gravitonun spini 2, elektrik yükü
ve kütlesi sıfırdır. Henüz gözlenememiş olan Higgs parçacığının kütlesi var,
fakat spini ve elektrik yükü sıfırdır. Foton, bildiğimiz elektromanyetik
enerjiyi taşıyan parçacıktır.
Doğada 4 tür etkileşim vardır. Veya buna 4 çeşit
kuvvet vardır da denilebilir.
Bu kuvvetler:
- Güçlü Kuvvet
- Elektromanyetik Kuvvet
- Zayıf Kuvvet
- Kütleçekim Kuvveti
Bildiğimiz
tüm diğer kuvvetler bu dört temel kuvvetin; atom ölçeğindeki şiddetli işleyiş
veya mücadelelerinin, bizler gibi büyük cisimlere yansıyan hafif
kalıntılarından oluşuyor.
Peki nedir bu etkileşim, kuvvet dediğimiz şey?...
Kuvvet, iki parçacık arasındaki itme veya çekmenin
varlığını veya güçlülük düzeyini betimler. Ancak genellikle, bunu nasıl
yapabildiğinden pek söz edilmez. Mesela Dünya kütlesiyle Ay’ı çektiği söylenir.
Onca mesafeyle ayrılmış bulunan bu iki kütlenin birbirini çekmesi, bir bakıma
uzaktan eylem niteliği taşır ve çoğu zaman bir sır perdesinin ardında kalır.
Bir başka taraftan bakarsak benzer elektrik yüklerinin birbirlerini uzaktan
itmesinde veya zıt yüklerin birbirini çekmesinde de bir bilinmezlik
vardır. Arada bir etki taşıyıcı aracının
olması gerekir.
ETKİLEŞİMLERİN
İŞLEYİŞLERİ
- GÜÇLÜ
Kuarklar elektrik yükünden başka, bir de renk yükü
taşırlar. Nasıl bir elektrik yüklü
parçacıklar, elektrik yüklerinin mümkün kıldığı foton alışverişi aracılığıyla
elektromanyetik etkileşimde bulunuyorlarsa, kuarklar da bu yükleri sayesinde,
gluon alışverişinde bulunarak, birbirleriyle güçlü etkileşime giriyorlar. İki
kuark birbirlerine yeterince, mesela 10-17
m gibi bir mesafede iseler, çılgınca gluon alışverişine başlıyor ve bu
gluonların oluşturduğu, son derece güçlü bir renk kuvveti alanı kuarkları
birbirine bağlıyor. Hem de kuarklar birbirinden uzaklaşmaya başlayınca,
aralarındaki bu kuvvet alanında biriken potansiyel enerji, giderek de artıyor.
- ELEKTROMANYETİK
Elektromanyetik kuvvet, benzer yüklerin birbirini
itmesine, zıt yüklerin birbirini çekmesine yol açar. Parçacıklar bunu
aralarındaki foton alışverişi aracılığıyla yaparlar.
Işık bildiğimiz gibi aslında, seyahat
eden, birbirine dik ve periyodik salınımlı elektrik ve manyetik alan
konfigürasyonlarından oluşur. Dolayısıyla seyahat ederken dalga davranışı
gösterir. Fakat, girdiği bir etkileşimin sonucu olarak soğurulması sırasında,
enerjisini gelişigüzel miktarlarda değil de; tek frekanslı bir ışıksa eğer;
frekansıyla orantılı belli miktarlar halinde yitirir. Tek frekanslı ışık burada;
sanki enerji parçacıkları taşıyormuş da, bunları birer birer yitiriyormuş ve
dolayısıyla adeta eşik enerji paketçikleri taşıyan parçacıklardan oluşuyormuş
gibi davranır. Bu, ışığın parçacık davranışıdır. Sonu. Olarak ışık; bazı
etkinlikleri açısından veya sırasında dalga, bazı diğer etkinlikleri açısından
veya sırasında da parçacık gibi davranır.
Buna ışığın “dalga-parçacık ikili davranışı” denir ve aynı ikili
davranışı aslında, madde parçacıkları da gösterir. Işığın bu ikinci tür
davranışını açıklamakta kullanılıp da, belli miktarlarda enerji taşıdığı
düşünülen paketçiklere foton denir.

- ELEKTROZAYIF
Uzun zamandır, zayıf kuvvetin elektromanyetik kuvvetle
yakın bir ilişkisinin bulunduğu düşünülüyordu. Nihayet, 10-18 m gibi
küçük mesafelerde zayıf etkileşimin gücünün, elektromanyetik etkileşiminkiyle
kıyaslanabilir olduğu belirlendi. Öte yandan, bunun 30 misli, yani 3*10-17
m mesafe düzeyinde, zayıf etkileşimin güvü, elektromanyetik etkileşiminkinin
1/10000 katına iniyordu.
Bir nötron veya protonu oluşturan kuarkların
arasındaki tipik mesafelerde(10-15m) ise, bu oran çok daha
küçülüyordu. Sonuç olarak, zayıf ve elektromanyetik kuvvetlerin gücünün. Esas
olarak eşit düzeyde olduğu sonucuna varıldı. Çünkü bir etkileşim gücü, taşıyıcı
parçacığın kütlesine ve etkileşim mesafesine güçlü bir şekilde bağlıydı. İki
kuvvetin güç düzeyleri arasındaki gözlemlenen fark, görece çok ağır olan W ve X
parçacıkları ile, bilindiği kadarıyla
kütlesi olmayan foton arasındaki kütle farkından kaynaklanıyordu.
Sonuç olarak Standart Model’e elektromanyetik ce zayıf
etkileşim; Glashow, Salam ve Weinberg tarafından geliştirilmiş olan birleşik
bir elektrozayıf kuramda birleştirilmiş bulunuyor. Bu iki alanın Birleşik
Alanlar Kuramı, o zamana kadar zayıf etkileşimin tek taşıyıcısı olduğu
düşünülen W parçacıklarının kütlesini hesaplayabildiği gibi, yeni bir tür zayıf
etkileşimin ve bu etkileşim taşıyıcısı olan Z parçacığının varlığını da
öngördü.
- KÜTLEÇEKİM KUVVETİ
Kütleçekimi, madde ve karşıt madde parçacıklarını aynı
şekilde etkiliyor. Bu etkileşimin taşıyıcısı olduğu düşünülen
parçacığa graviton deniyor. Fakat bu parçacık hala gözlenememiş durumda.
Standart Model tarafından açıklanamıyor ve bu durum fiziğin
bu günkü yanıtsız kalmış ana sorunlarından birini oluşturuyor. Gerçi
kütleçekimi kuvvetlerinin nasıl hesaplanacağı biliniyor. Fakat Standart Model
en basit haliyle, bazı parçacıkların kütlelerini hesaplayamıyor veya bu
kütleler hakkında öngörülerde bulunamıyor. Çünkü bu etkileşimin, Standart
Model'in kuantum mekaniğindeki matematiğe nasıl dahil edileceği, henüz tam
olarak bilinmiyor. Ancak bu, Standart Model'in yanlış olduğu anlamına gelmiyor.
Çünkü, örneğin Isaac Newton'un mekanik kanunları yanlış değildi ve hala, düşük
hızlara sahip büyükçe boyutlu cisimler için doğru sonuçlar veriyor. Ne zaman ki
ışık hızına yaklaşan yüksek hızlara ulaşılabildi ve Newton kanunlarıyla
açıklanamayan olaylarla karşılaşıldı; o zaman bu klasik mekaniğin, daha doğru
sonuçlar verebilmesi için, Einstein'ın relativite kuramıyla yaptığı gibi
genişletilmesi gerekti. Benzer şekilde Standart Model'in de,
kütleçekimini tam anlamıyla açıklayabilecek biçimde geliştirilmesi gerekiyor.

Leptonlar genelde yalnız kalmayı tercih ederlerken, kuarklar sosyal
davranıyor ve ikili veya üçlü gruplar halinde bir araya gelerek, görece kararlı
yapılar oluşturmayı tercih ediyorlar. Bileşenleri birbirine güçlü bir şekilde
bağlı olan bu kuark sistemleri genel olarak; güçlü anlamına gelen hadros
sözcüğünden esinlenerek verilmiş olan hadronlar adı altında toplanmıştır.
Diğer yandan daha ağır olan üçlülere baryon ikililere ise mezon deniyor.
KUARK GRUPLARI
PROTON VE
NÖTRON

Proton ve nötron gibi, daha iyi tanıdığımız karmaşık parçacıklar, kuark
üçlülerinden oluşan birer baryondur.
- HADRONLAR
Hadronlar ikiye ayrılırlar. Bunlar Baryonlar ve Mezonlar’dır.
Kuarklar üçlüler halinde bir araya gelerek, daha pek
çok diğer parçacık oluşturuyor. Baryonlar ailesinin bilinen, yaklaşık 120 çeşit
üyesi var. Bazılarında üç kuarkın spini de aynı yönde olur ve bu durum, toplam
spini 3/2 olan, daha ağır veya yüksek enerjili baryonlara vücut verir.
Dolayısıyla, parçacıkların hepsinde; elektrik yükü e'nin tamsayı katları
halinde iken, renk yükü nötür, spin ise 1/2 veya 3/2 olur.
Dikkat edilecek olursa, protonlarla nötronlar, birinci
nesile ait kuark üçlülerinden oluşuyor. Bu hafif kuarkların pek çok farklı
dizilimleri var. Örneğin (y-y-y) veya (a-a-a), Δ++ veya çok
kısa ömürlü Δ parçacıklarına vücut veriyor. İkinci veya üçüncü nesil kuark
üçlülerinden oluşan, daha ağır baryonlar da var. Bunlara 'hiperon'lar deniyor
ve bunların ömürleri çok kısa oluyor.
İkili kuark sistemlerinden oluşan mezonlar ailesi ise,
sayıca 140 civarında. Hep; bir kuarkla, herhangi bir karşıt kuarktan
oluşuyorlar. Örneğin pion parçacığı (π+), bir 'yukarı kuark' ile bir
'aşağı karşıtkuarktan' oluşan bir (y-ak) mezon. Yukarı kuarkın elektrik yükü
+2/3, aşağı karşıt kuarkınki +1/3 olduğundan, pionun net yükü +1 oluyor. Renk
yükü ise; söz konusu yukarı kuark ile aşağı karşıt kuark, örneğin 'mavi ve karşıt
mavi' gibi birbirinin karşıtı olan renk yüklerine sahip olduklarından; nötr.
Spine gelince, bileşimdeki iki parçacığın 1/2 olan spinleri zıt yönlerde
eşleştiklerinden, 0 oluyor. Spinlerden birinin diğerine paralel hale
getirilmesi halinde bu parçacık, spini 1 olan daha ağır veya yüksek enerjili ro
mezonuna (ro+) dönüşüyor. Çünkü atomlardaki
elektronların spinlerinin yönlerini paralel hale getirmek birkaç elektron
voltluk az miktarda enerji gerektirirken, kuark gruplarında bu işlem MeV'ler
düzeyinde enerji gerektiriyor.
- LEPTONLAR
Leptonlar, her atomun yapısında var ve çekirdeğin pozitif
elektrik yükünü nötürleştiriyor. Elektrondan daha ağır olan muon ve tau;
karmaşık parçacıkların bozunma, dönüşüm veya yok edilme süreçleri sırasında
veya sonrasında ortaya çıkıyorlar. Elektrik yükleri ve görece büyük kütleleri
sayesinde, kolayca gözlemlenebiliyor; fakat ortaya çıktıktan sonra büyük bir
hızla veya kısa bir sürede, daha hafif leptonlara, sonuç olarak da elektrona
dönüşüyorlar. Dolayısıyla, etrafımızdaki görünür maddenin yapısında hiç yer
almıyorlar. Nötrinolar ise; renk veya elektrik yükü taşımadıklarından, öte
yandan çok küçük kütlelere sahip bulunduklarından; diğer parçacıklarla ve
dolayısıyla maddeyle, çok zayıf bir kütleçekimi dışında hemen hiç etkileşime
girmiyorlar. Örneğin dünyamızın bir tarafından girip; atomlarının tek biriyle
dahi etkileşmeksizin, yani hiçbir çarpışmaya girmeksizin, diğer tarafından
çıkıp gidebiliyorlar. Bu özellikleri nedeniyledir ki; varlıkları doğrudan
gözlenmek yerine, bozunmalar sırasında momentumun korunması gereğini yerine
getiren bir varsayımdan hareketle keşfedilmiş. Halbuki evrenin erken
aşamalarında, çok büyük miktarlarda üretilmiş olmaları gerekiyor. O halde;
maddeyle hemen hiç etkileşime girmedikleri için, o zamandan beridir hala
evrende dolaşıyor olmalılar ve etrafımızda bolca varlar. Hatta, küçücük
kütlelerine rağmen çok büyük sayılarıyla; evrenin kütlesine büyük bir katkıda
bulunuyor ve genişlemesini etkiliyor dahi olabilirler.
SPİN:
FERMİYONLAR VE BOZONLAR
Bir
nokta etrafında dönen bir cismin, o nokta etrafında 'açısal momentum'a sahip
olduğu söylenir. Örneğin dünyamız güneş etrafındaki hareketinden dolayı, bir
açısal momentuma sahiptir. Açısal momentum, tıpkı doğrusal momentum gibi
korunan bir büyüklük olduğundan dolayı, önemli bir kinetik değişkendir.
Parçacıkların birbirleriyle etkileşimini inceleyen 'parçacık kinematiği'nde de
böyle...
Dünyamız
güneşin etrafında olduğu gibi, kendi ekseni etrafında da dönüyor. Bu dönme
hareketinden kaynaklanan bir açısal momentum bileşeni daha var: Buna veya genelde
bir cismin kendi etrafında dönmesinden kaynaklanan açısal momentuma, spin
deniyor. Spin, aslında açısal momentumdan farklı bir şey değil. Onunla aynı
birime sahip ve ikisi vektörel olarak toplanabiliyor. Korunan büyüklük de bu
toplam zaten. Ancak açısal momentum bazen, sadece spin bileşeninden
oluşabiliyor. Tıpkı pürüzsüz bir yüzeyde, değme noktasını değiştirmeksizin,
sürtünmesiz dönen ideal bir topaçta olduğu gibi. Bu değişken o zaman, daha çok
işe yarıyor. Çünkü bu durumda spin, toplam açısal momentumu oluşturuyor ve tek
başına korunuyor. Aksi halde açısal momentum bileşenleri, korunum hesaplarına
birlikte katılıyor.
Bütün
temel tanecikler spinlerine bağlı olarak bozon ve fermiyondurlar. Spin
istatistik kuramı fermiyonları bozonlardan ayıran kuantum istatistiklerini
belirler. Buna göre, madde ile ilişkilendirilen parçacıklar fermiyondur. Bunlar
yarım tamsayı spine sahiptirler ve 12 çeşniye ayrılırlar. Temel
kuvvetlerle ilişkilendirilen parçacıklar bozondurlar ve bunlar tamsayı spine
sahiptirler.
- FERMİYONLAR
KUARKLAR: Yukarı, aşağı, tılsım,
acayip, üst, alt
LEPTONLAR: Elektron nötrino,
elektron, müon nötrino, müon, tau nötrino. Tau.
- BOZONLAR
AYAR BOZONLARI: Gluon, W ve Z
bozonları, foton
DİĞER BOZONLAR: Higgs Bozonu,
graviton
Eğlenceli Bilimler! :)
Kaynak: http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/madde/standart.html
Eğlenceli Bilimler! :)
Kaynak: http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/madde/standart.html
Çok güzel olmuş, yararlı. Temel parçacıklar sade bir dille anlatılmış
YanıtlaSil